İyi bir dinleyici olduğuma inanarak büyüdüm. 10 yıl öncesinden daha iyi bir dinleyici olsam da henüz sadece ortalama bir dinleyici olduğumu kabul etmem gerekiyor.
Etkin dinleme, konuşanın sözünü kesmek ya da cümlelerini tamamlamak gibi kötü alışkanlıklardan kaçınmaktan çok daha fazlasıdır. Sabırsızlıkla konuşma fırsatı kollamaktansa birinin düşüncelerini hiç kesmeden memnuniyetle dinlemektir.
Dinlemekte başarısız olmamız, bazı açılardan hayatı yaşama biçimimizin bir temsilidir. Sıklıkla iletişime bir yarış gözüyle bakarız. Neredeyse tek amacımız, karşımızdaki kişinin sözü bittikten sonra hiç boşluk bırakmadan konuşmaya başlamaktır. Geçenlerde eşimle bir kafede öğle yemeği yerken bir yandan da etrafımızdaki konuşmalara kulak misafiri oluyorduk. Sanki kimse kimseyi dinlemiyor, birbirini dinlememek için sıra bekliyordu. Eşime benim de hâlâ aynı şeyi yapıp yapmadığımı sorduğumda gülümseyerek “Sadece bazen,” dedi.
Cevaplarınızı yavaşlatıp daha iyi bir dinleyici olmak, çok daha huzurlu bir insan olmanıza yardımcı olur ve üzerinizdeki baskıyı kaldırır. Bunu bir düşünürseniz, hemen cevap verebilmek için karşınızdakinin (ya da telefondaki birinin) ne söyleyeceğini tahmin etmeye çalışarak diken üstünde oturmanın ne kadar büyük enerjiye mal olduğunu ve ne kadar stresli olduğunu göreceksiniz. Karşınızdakinin söylediklerini dikkatle dinleyip sözünü bitirmesini beklerseniz, baskının azaldığını ve anında rahatladığınızı fark edeceksiniz. Dahası konuştuğunuz insanlar da rahatlayacak, güvende hissettikleri için acele etmeden konuşacaktır. Çünkü onlar da bir yarışmada oldukları hissinden kurtulacaklar!
Daha iyi bir dinleyici olmak sizi sadece daha sabırlı biri yapmakla kalmaz, aynı zamanda ilişkilerinizin kalitesini arttırır. Söylenenlere gerçekten kulak veren kişilerle konuşmayı herkes sever.
Carlson, Richard. Ufak Şeyleri Dert Etmeyin, Diyojen Yayıncılık, 2023, 56-58, çev. Uğur Mehter.